Eğitim-İş: Öğretmene şiddeti kınıyoruz
Kahramanmaraş Eğitim-İs Şube Başkanı Fuat Kuyucu, Kahramanmaraş Türk Telekom Ortaokulu Müdür Yardımcısına yapılan silahlı darp olayını kınadıklarını belirterek, “Neredeyse her geçen gün yurdun bir köşesinde öğretmene şiddet vakası baş gösterirken, MEB hala bu konuya dair engelleyici ya da koruyucu herhangi bir önlem politikası geliştirememiştir.” Dedi.
Kahramanmaraş Eğitim-İs Şube Başkanı Fuat Kuyucu, beraberinde Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Ziya Yenipınar, Hürriyetci Eğitim Sen Başkanı Fatih Soylu ve Eğitim-Sen Şube Başkanı İsmail Tekardıç ile birlikte bir açıklama yaptı.
Kahramanmaraş Eğitim-İs Şube Başkanı Fuat Kuyucu, yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdii:
“Kahramanmaraş Onikişubat ilçemize bağlı Türk Telekom Ortaokulu Müdür Yardımcısı meslektaşımız Ahmet Sarıçiçek öğrencisinin abisi tarafından silahla darp edilmiştir. Neredeyse her geçen gün yurdun bir köşesinde öğretmene şiddet vakası baş gösterirken, MEB hala bu konuya dair engelleyici ya da koruyucu herhangi bir önlem politikası geliştirememiştir.
Bakanlık, öğretmene şiddet utancına son vermek için önce bu sorunun azmettiricisinin bizzat kendisi olduğunu görmelidir.
Öğretmeni itibarsızlaştıran; toplumdaki yerini/ okuldaki işlevini her fırsatta küçültmeye çalışan politikalar, öğretmene şiddet vakalarının temelidir. Bugüne dek öğretmene şiddet olaylarının faillerinin ceza almaması da dolaylı teşvik niteliğinde olmuştur.
MEB, eğitimin dinamosu, geleceğin mimarı olan öğretmenlerin maruz kaldığı şiddetin her türlüsüne gerçekten engel olmak istiyorsa, yıllardır yüksek sesle dile getirdiğimiz itirazlara kulak vermelidir. Öğretmenin ücretlisi, sözleşmelisi, kadrolusu, uzmanı, başöğretmeni olmaz; öğretmen öğretmendir! Öğretmenlerin maruz kaldığı esnek ve güvencesiz çalışma dayatması ile ne eğitimdeki kalite artırılabilir ne de öğretmene şiddet engellenebilir.
Bu konudaki her haksız uygulama cezalandırılmadıkça ve yönetici atamalarında liyakat uygulanmadıkça, öğretmenin maruz kaldığı psikolojik şiddet de engellenmiş olmayacaktır.
Üstelik öğretmenlere yaşatılan cehennem bunlarla da sınırlı kalmamaktadır. Kendi yarattıkları ekonomik krize rağmen "itibardan tasarruf olmaz" diyerek her türlü şatafatı sürdürenler, öğretmeni açlık sınırında yaşamaya mahkum etmiştir.
Neredeyse tümü borç batağında olan eğitimciler, gelirleri zaten çok düşükken ekonomik krizin faturasını ödeyen meslek grubu haline gelmiştir.
Eğitim-İş olarak tekrar altını çiziyoruz: Öğretmenin maruz kaldığı fiziki şiddet, yaşadığı sıkıntının sadece görünen yüzüdür. Sefaletin kucağına itilen, yanlış politikalar sonucu toplumdaki statüsü düşürülen, öğretmenlerin sorunları çözülmedikçe, doğru işleyen bir eğitim sistemi de ancak hayal olacaktır!
En ücra köşelere tayin edildiğinde bile “vatan toprağıdır” diyerek görev alanı kabul eden, hali hazırda yoksulluk ve işsizlikle her an burun buruna getirilen Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim neferleri, toplumda baş tacı edilmesi gerekirken; AKP’nin itibarsızlaştırma politikaları sayesinde her türlü saldırıya açık hale gelmiştir.
HESABINI SORACAĞIZ!
Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrımızdır:
Atatürk’ün dediği üzere yeni nesiller öğretmenlere emanetse, öğretmenlerin çalışma güvenliği de sizlerin sorumluluğudur!
Zira bu elim hadiselerin kendi yanlış politikalarının sonucu olduğunu görmeyen, bu utanç hadiselerini münferit sayan, bu şiddet sarmalına uzaktan bakan, kendi sorumluluğundaki kamu görevlilerinin güvenliğini sağlamaktan aciz bir Bakanlık, hükümsüz olacaktır!
Eğitim-İş olarak bu ve benzer öğretmene şiddet hadiselerinin hepsinin karşısında dikileceğimizi, tüm hukuki yollarla hesap soracağımızı ve tepkimizi tüm demokratik yollarla ortaya koyacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz! Öğretmenimize ve eğitim camiamıza geçmiş olsun diyoruz.”