Bilim, her zaman tarafsız olmalı ve gerçekleri söylemelidir
Uygun Olmayan Alan Ve Orta Hasarlı Bina Mağdurları Platformu, 5. Kez düdüklü eylem yaptı.
Kahramanmaraş Çevre Şehircilik Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü binası önünde düdüklü eylem yaparak basın açıklaması yapan Platform üyeleri davul zurma eşliğinde slogan attılar.
Orta Hasarlı Bina Mağdurları Platformu adına basın açıklamasını okuyan Gülnaz Şenlenmiş, “6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremler sonrası birçok vatandaşımız hayatını kaybederken, birçoğu ise yaralanmıştır. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza yüce Allahtan rahmet niyaz ederken tedavi süreçleri devam etmekte olan yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
Platform olarak Burada toplanmamızın amacı artık herkes tarafından biliniyor olsa da neden bu yönteme başvurduğumuzu kısaca izah etmek isteriz.
Deprem sonrası yapılan birçok hasar tespit değerlendirmesi, işin ehilleri ve alanında uzman kişilerce değil de acele ile oluşturulmuş liyakatsiz ekipler tarafından bilimsellikten uzak yöntemler ile yapılmıştır.
Bilime aykırı bu tespitler sonucunda, güçlendirmeye dahi gerek duyulmayan birçok bina Ağır ve Orta Hasarlı olarak tapu kütüklerine işlenmiştir.
9 ay süre sonunda Orta Hasarlı hiçbir binaya Güçlendirme ruhsatı verilmemiştir.
Vatandaşımız kurumlar arasında yetki karmaşasına alet edilmiş, kurum kurum gezdirilmiş FAKAT ELLE TUTULUR HİÇBİR SONUÇTA ELDE EDEMEMİŞTİR.
Şehrimizin birçok yaşam alanı Uygun Olmayan Alan diye tabir edilen bir tek kişinin yapmış olduğu kesinliği kanıtlanmayan, En önemlisi Ülkemizin değerli ve yetkin birçok deprem ve yer bilimcileri tarafından saçma bulunan bir rapora alet edilmiş ve bu alanlar hayalet şehre dönüştürülmüştür
Uygun Olmayan Alanlardaki bina sahipleri birçok kez Bağlı bulundukları Belediyelere Güçlendirme Ruhsatları için müracat etmişlersede; Sizler uygun olmayan alan sınırları içerisindesiniz denilerek müracatları reddedilmişitir.
Artık ağır kış şartları gelmiş kapıya dayanmıştır. 9 aydır resmi kurum ve kuruluşlarca bekletilen bizler bu kışı da evlerimizde geçirmek yerine maalesef ama maaesef ya bir tanıdık yanında ya başka şehirlerde ya da belimizi büken kira fiyatları ile bulabildiğimiz kiralık evlerde geçirmek zorunda bırakıldık.
PEKİ BİZLER NE Mİ İSTİYORUZ?
Kimimiz analarımızı, kimimiz babalarımızı, kimimiz eşimizi, çocuklarımızı toprağa verdik. İçimizde sağlığını kaybedenler oldu. Hem maddi hem de manevi birçok kayıplar yaşadık. Kısacası çok zor günler geçirdik ve geçirmeyede devam ediyoruz.
Devletimizin yetkili kurum ve kuruluşları’nın çok zor durumda olan biz depremzedelerin yanında durması, işlerimizi kolaylaştırması gerekirken gördük ki işlerimiz zorlaştırılmış ve tıkanma noktasına getirilmiştir.
Bizler bu büyük felaketi ve bu yıkımı şehir olarak yaşadık, depremi ve acı gerçeklerini yaşayarak öğrendik. Canlarımızı sokakta bulmadık. Bazılarının dediği gibi evlerimizi üstün körü güçlendirip KİRAYA VERMEK İSTEMİYORUZ, kimsenin canını tehlikeye atma düşüncemiz de yoktur, olamazda. Çünkü bu, ne dinimize ne de insan vijdan ve onuruna yakışan bir davranıştır.
Bizler, bilime ve bilim insanlarına saygı duyduğumuzu belirtirken şu önemli hususa dikkatleri çekmek isteriz: Bilim, her zaman tarafsız olmalı ve gerçekleri söylemelidir.
Uygun Olmayan Alanlar ve Hasar Tespit Çalışmalarında çok büyük hatalar yapılmış olup, bu hatalardan dönülmez, hata ve yanlışlarda ısrarcı olunur ise telafisi mümkün olmayan mağduriyetler ve hak kayıpları yaşanacağını üzülerek belirtmek isteriz.
Devletimizin büyüklüğünden elbette hiç şüphemiz yoktur. Birçok konutu yapmaya gücü muktedirdir.
Ancak; Yıkılmaması gereken birçok bina neden yıkılmak istenmektedir? Şehrin, arsa bedeli yüksek olan batı bölgesi neden Uygun Olmayan Alan haritası içerisindedir? Bu alanlar madem uygun değildi, buraları kimler, hangi amaçlarla imara açmıştır? Bu kişiler hakkında yürütülen bir soruşturma var mıdır? Aydınlatılması gereken birçok soru işareti bulunmaktadır. Bu soruların cevabı hiçbir yetkili tarafından verilmemiştir. Bahse konu soruların cevaplarını 9 ayı aşkın süredir beklediğimizi yetkililere bu vesile ile bir kez daha duyurmak isteriz.
Sonuç olarak isteklerimiz son derece basit, akılcı ve bilimsel isteklerdir, Uygun Olmayan Alanlar olduğu iddia edilen alanlar Türkiye’nin yetkin kişilerince çok hızlı bir şekilde tekrar incelenmeli bir tek kişinin raporuna bağlı kalınmamalıdır.
Yine bilimden uzak çalışmalar ile yanlış yapılan birçok hasar tespit değerlendirmeleri alanında uzman, sertifika sahibi kişilerce yeniden, tarafsız ve doğru bir şekilde yapılmalıdır.
Yanlış tespit ve değerlendirmelerle Orta Hasarlı ilan edilen bu binaları YORGUN BİNALAR olarak değerlendirmek devlet yetkililerimize yakışmamaktadır. Yorgun olarak ilan ettiğiniz bu binaların herhangi birinin raporunun doğru tutulup tutulmadığını, işin ehillerince incelenip incelenmediğini merak edip irdelediniz mi? Yoksa, bu değerlendirmeleri, yanlış olarak kulağınıza fısıldanan hepsi işinin ehlidir bilgisiyle mi yapmaktasınız? Madem bu binalar siin tabirinizle yorgun binalar, o zaman güçlendirme ruhsatları derhal düzenlenmeli ve yorgunlukları derhal güçlendirilerek ortadan kaldırılmalıdır. Aslında bu binaları bekletmek olası şiddetli bir depremde yıkılma riskini artırmaktadır. Bu konu şakaya alınacak, kameralar karşısına geçerek çalışmalar devam ediyor, en kısa zamanda sonuçlanacak demekle çözülecek bir konu değildir. Derhal ve hızlıca çözümler üretilmelidir.
Bir konuyu tekrar belirtmekte fayda görmekteyiz: Lütfen herkes bu önemli çağrıyı can kulağı ile dinlesin: Bizler tarafsız ve doğruları söyleyen bilime karşı değiliz, karşı olmadığımız gibi tam aksine destekçisiyiz. Alanında uzman kişileri bilimsel ve tarafsız çalışmalarını yapmak üzere şehrimize davet etmelerini gerekli kurum ve kuruluşlardan acilen beklemekteyiz. Tek bir kişinin yapmış olduğu ve doğruluğu alanında Profesör mertebesinde kişilerce eleştirilien ve AÇIKÇA YANLIŞ OLDUĞU SÖYLENEN BİR RAPOR ile bu şehrin katledilmesine müsaade etmek tam bir akıl tutulmasıdır. Bizler, şehrimizi bu raporu referans alarak katletmek isteyen, bilime ve bilim insanlarına kulaklarını tıkayan bu zihniyetin karşısında sonuna kadar mücadeleye devam etmekte kararlıyız.
Platform olarak eylemlerimiz yasalar çerçevesinde herhangi bir taşkınlığa sebebiyet vermeden tek bir mağdur kalmayana dek sürekli bir şekilde resmi kurum ve kuruluşlar önünde devam edecektir; Ayrıca mağdurlar olarak; işlemleri geciktiren, görevini savsaklayan, 9 aydan bu yana mağduriyetlerimizi kat be kat artıran kişi ve kişilere karşı hukuki süreçler derhal başlatılacaktır.
Bu vesile ile değerli Kahramanmaraş halkını çok önemli bir konuda bilgilendirmek isteriz:
Uygun Olmayan Alan sınırları içerisindeki HASARSIZ, AZ HASARLI ve ORTA HASARLI tüm binalar yıkım tehlikesi ve kamulaştırma riski altındadır. Benim binam hasarsız ya da az hasarlı mantığında hareket etmek son derece yanlıştır. Uygun Olmayan alanlar içerisindeki yapı sahiplerini, arsa sahiplerini, özetle tüm halkımızı konuyu araştırmaya ve bilgi sahibi olmaya; ayrıca platformumuzun ve mağdurların yanında yer almaya davet ediyoruz.
Yerel medya kanallarımızda sesimizi duyurmayı başarabilsekte maalesef ülke çapında ulusal kanallarda yeterince haber olmayı başaramadık, depremden hemen sonra burada, projektörleri ile 24 saat çekim yapan basın, kısa bir süre sonra buraları terketmiştir. Buradan tarafsız ve özgür basına seslenmek isteriz: Lütfen ama lütfen sesimize kulak verin, deprem bölgelerini unutmayın, unutturmayın, meydanlardaki halka mikrofonlarınızı uzatın.
Tüm katılımcılara, annelerimize, babalarımıza, eşlerimize, çocuklarımıza, değerli emniyet güçleri ve basın mensuplarımıza, yanımızda olan herkese teşekkürü bir borç bilir saygılarımızı sunarız” Dedi.