BENİM ADIM DERTLİ DOLAP

Edebiyatın dertli dolabı Durdu Mehmet Doğan, Ankara’nın Kalecik ilçesinde 1947 yılında dünyaya geldi. Doğan, Ankara Gazi Lisesi’nin ardından bugün Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi olarak bilinen SBF Basın ve Yayın Yüksek Okulu’nda radyo-televizyon uzmanlık bölümünü başarıyla tamamladı. Türkiye Yazarlar Birliği’nin kurucusu ve uzun yıllar genel başkanlığını yaptı. Sevdası memleket sevdasıydı, Türk dili ve edebiyatıydı. O da benim gibi memleket sevdalısı, dertli dolaptı. Mekanı cennet olsun. Bugün Ankara’da cenaze töreni var, Hacı Bayram Camii’nde cenaze namazı var. Suriye’ye çok defa gittiğimde Hama’da su dolaplarının inlemesini dinlerken Yunus Emre’nin o ünlü şiiri gözümün önünden geçerdi ve ömrü dediği akıp giden bir su misali… Dertli dolabı döndürüyor ya, işte öyle! Su dolapları için Yunus Emre: Benim adım dertli dolap Suyum akar yalap yalap Böyle emreylemiş Çalap Derdim vardır inilerim Suyum alçaktan çekerim Dönüp yükseğe dökerim Görün ben neler çekerim Derdim vardır inilerim Beni bir dağda buldular Kolum kanadım yoldular Dolaba layık gördüler Derdim vardır inilerim diye devam eden uzun şiirinde aslında bugünleri de anlatıyor. Bir memleket sevdalıları var, dolap gibi dönüyorlar, memleket onların derdi, inim inim inliyorlar. Tam da Yunus’un dediği gibi: “Derdim vardır inilerim!” Bir de gününü gün edenler var, boş beleş adam bunlar. Kimi vekil olmuş, kimi belediye başkanı, kimi sivil toplum kuruluşu başkanı, kimi muhtar olmuş, boş beleş gezenler. Yunus, Yunusça bugünlere seslenmiş anlayana! İyi günler.